Yaşanan Psikiyatrik ve Fizyolojik Hastalıklar: Otizm, depresyon, alerjiler, egzema, astım, zayıf bağışıklık sistemi, sindirim bozuklukları, şizofreni, migrenler, yanlış beslenme
Benim adım Gabriela. 34 yaşındayım. İngilizce yabancı dilim ama hikayemi anlatmak için elimden gelenin en iyisini yapacağım. İngilizce yabancı dilim ama hikayemi anlatmak için elimden gelenin en iyisini yapacağım. Küçük bir çocuk olduğumdan beri halüsinasyonlarım vardı. Bazen neyin gerçek neyin hayal gücüm olduğunu bilmek zordu. Bir çocuk olarak kötü egzemam ve açık hava alerjilerim vardı. Sürekli grip, nezle ve hastalık yüzünden okula gidemediğimi hatırlıyorum. Anksiyete problemlerim, kurdeşenim ve panik ataklarım vardı. 1. ve 3.sınıfa kadar okuldan kaçardım. Diğer çocuklardan korkardım. Sınıfa uyamazdım. Arkadaş edinmem zordu. Bu dünyada ne yaptığımı merak ederdim? Arkadaş edinmek isterdim ama, çocuklar beni garip bulurdu, çünkü ne demek istediklerini tam olarak ve hemen anlayamazdım, benden ne istediklerini bilemezdim. Adet kanamalarım başladığında, kanamalarım çok fazla oluyordu ve çok krampım oluyordu. Migrenler, mide bozuklukları ve çok fazla karın ağrım vardı.
15 yaşımdan itibaren doğum kontrol haplarını verdiler; buna rağmen hala ayda 5-9 kez kanamam oluyordu. Bana hormonal iğneler yaptılar. 16-17 yaş civarında depresyon yaşadım. Her an çok üzgündüm, bu dünyada çok fazla acı vardı! Annemle babam seven ve önemseyen insanlardı ve bu üzgünlüğümün nereden geldiğini tanımlayamıyordum. İlişkileri çok ciddiye alıyordum. Erkek arkadaşım olduğunda, onun sonsuza kadar süreceğini düşünürdüm. Ayrılma zamanı geldiğinde, buna izin veremezdim. Bazen kendimi sakinleştirmeye çalışırdım, ama ağlardım, ağlardım ve ağlardım. Bir keresinde üzüntümü bir kağıda yazmıştım ve babam onu yatağımda buldu. Çok üzüldü, neden mutsuz olduğumu anlayamadı ve kendini suçladı. Kafamda sürekli sesler duyuyordum. Bazen sesler bana kötü şeyler yapmamı söylüyordu. Onlara aldırmamak için savaşıyordum. 17 yaşındayken, ciddi bir şekilde zayıflamıştım, 38 kg’a düşmüştüm ve kilo kaybediyordum ve çok üzgündüm ve depresyondaydım. Bazen, bilincimi kaybederdim. Sürekli eklem ağrılarından ve maya enfenksiyonlarından acı çekiyordum. Ayrıca kansızdım. Çok fazla baş ağrım oluyordu.
20 yaş civarında birkaç kez hayatıma son vermeyi istedim. İyi bir iş bulamadım, her zaman amacı ve anlamı olan bir şey yapmak için arayıştaydım. 2001 yılında erkek arkadaşımla ABD’ye yerleştim. Orada her şey daha da kötü oldu. Kendi hayatımın kontrolünün bende olmadığını hissediyordum, sanki hayatımı kontrol eden bir şey vardı, sanki birisi etrafıma gizemli bir sis koymuştu ve oradan göremiyordum. Eklem ağrılarım çok daha kötüleşti, alerjiler ve migrenler de. Zihinsel semptomlarım çok daha kötüleşti ama bununla ilgili biriyle konuşmaya korkuyordum.
2006’da hamile kaldım. Hamileliğimin başından sonuna kadar hep kusuyordum. 16 Mart 2007’de oğlum Matthew’i, uzun ve zorlu doğum ağrılarıyla doğurdum. Sağlıklı görünüyordu, kilosu ve boyu normaldi. Ama güzel olduğunu düşündüğüm her şey bir kabusa dönüştü. Doğum sonrası depresyonuna yakalandım ve Matthew durmadan ağlıyordu. Yardım almadan nasıl başa çıkabileceğimizi bilemedim. İlk aşılarından sonra Matthew’in bedeninin her yerinde korkunç bir egzema gelişti. Uzun süre ve çok fazla ağlıyordu. Emzirmeme rağmen kabız oldu. 18 aylıkken çok öksürmeye başladı ve ona astım teşhisi kondu. Ayrıca, diğer çocukların yapmaya başladıklarını yapmadığını fark ettim: hayal gücü oyunları, daha fazla konuşma gibi. Matt sürekli ağlıyordu ve her şeye öfkeleniyordu.
Tekrar hamile kaldım. Bu sırada Matthew yiyeceklerini sadece nişasta ve süt ürünleriyle kısıtlamıştı. Geceleri sürekli olarak 5-6 saat ağlardı. Onu bir saat kadar sallardım, 20 dakika kadar uyurdu ve sonra tekrar ağlamaya başlardı. Astımı daha da kötüleşmişti, doktor bize pneumacord ve nebulizatör (steroid) vermişti. Bunlar onu daha da kötüleştirdi. Tam bir kabus yaşıyorduk! Benim daha da fazla kaygılarım vardı ve kimsenin bir cevabı yoktu. Matthew hastalanmaya devam etti. 3 yaşında çok kabız oldu, her üç-dört-beş günde bir tuvalete çıkıyordu. Çok seçici bir yiyici olmuştu. 3 yaşındayken önerilen aşılarından ve bir grip aşısından sonra evimizde bir haşare ilaçlaması yapıldı (bir böcek probleminden dolayı) ve oğlumuza başka bir şey olmaya başladı. Çok uzaklaştı, yüzü soluklaştı ve konuşması kesilmeye başladı. Kafası karışmış davranıyordu. Ona ne söylediğimizi anlayamıyordu. Küçük daireler çizerek koşuyordu, gülme krizlerine giriyordu. Onu kaybediyorduk. Kabızlığı daha da kötüleşti; altı sekiz günde bir kaka yapıyordu, altı acıyordu ve kaka yaparken kanaması oluyordu. C vitamini, magnezyum, kuru erik denedik; hiçbiri işe yaramadı. Benim kendi problemlerim de vardı ve bu duruma yardımcı olmuyordu. Modum, öfkeden melankoliye gidip gelen bir haldeydi.
Matt dokuz gün kaka yapmayınca kırılma noktam gelmişti! NJ’de doğal yiyecek dükkanı olan bir bayanı aradım. Birkaç saat konuştuktan sonra bana, Bağırsak ve Psikloloji Sendromu kitabınızı verdi, Dr. Natasha! Ve kitabı harfi harfiye uymamı söyledi. Bu bizim dönüm noktamızdı. Kitabınızın ilk birkaç sayfasını okudum ve ağladım, ağladım ve ağladım. Benim ve Matthew’in yediklerimizi yazmaya başladım. Glüteni çıkarmaya başladım. Önce tahılları çıkardık ve oğlum geceleri uyumaya başladı. VAY CANINA, bu çok büyük bir şeydi! Sonra Matthew’in bütün steroidlerini bıraktık. Sonra süt proteinini çıkardık: VAY CANINA, ağlamayı kesti, ve daha az kafa karışıklığı oldu! Her şeyi kitabınıza göre yapmaya başladım.
Başlarda endişelendim çünkü çok kötü bir aşçı olduğum için aç kalacağımızı düşündüm. Kızım Anna 2009 Haziran’da doğdu. Onu emzirdim ama henüz 4 aylıkken çok feci kabız oldu. Yedi aylıkken olduğu bilinen aşılarından sonra, zor hareket edebiliyordu, sohbeti kesti ve etrafına bakmayı kesti. Sekiz aylıkken onu GAPS Diyetine soktum. O noktadan sonra, çocuklarım için daha fazla aşıya izin vermemeye karar verdim. Onlara zaten yeterince zarar verdiklerini hissetmiştim!
Matt’in 3. doğum gününden beri GAPS Programındayız. Herkes, özellikle de kocam çılgın olduğumu düşünüyordu. Ama glütensiz üçüncü haftamdan sonra, sesler duymam ve öfkem kesildi. Egzemam ve eklem ağrılarım azaldı ve baş ağrılarım kesildi. Artık kafa karışıklığım yok: here yere arabayla gidebiliyor ve eve doğru yönümü bulabiliyorum. Her zaman olduğundan daha öz güvenliyim. Aşırı hassas ağlamalarım sona erdi; ağır rüyalar ve kabuslar da! Keşke bu bilgiyi daha önce bulsaydım, özellikle de çocuklarım için! 2009 yılında kızım Anna’yı doğurduğumda, ikinci gün doktorlar beni aşıladılar. Sadece geldiler ve hiçbir açıklama yapmadan bana iğne vurdular. Ondan sonra çok hastalandım ve bana Crohn hastalığı, anafilaktik alerji ve romatizma teşhisi kondu. Doktorlar, bende ne sorun olduğuyla ilgili hiçbir fikre sahip değildiler.
Bugün ise GAPS Diyeti, meyve-sebze suları, işlenmemiş yiyecekler, probiyotikler, fermente yiyecekler ve besin destekleri sayesinde çok iyiyim. Norman W. Walker’ın kitapları da çok yardımcı oldu. Matthew için çok masraf yapıp DAN’ı denedik (iki çocuğumuz için de karşılayamadık). Ama şu anda daha iyi bir şeye sahibiz: sizin kitabınıza, Dr. Natasha! Şuna inanıyorum ki, GAPS Protokolüyle herkese yardımcı olabilirsiniz, sadece parası olanlara değil. Ev yemekleri zaman alıcı aslında ama çok sağlıklı ve buna değer, özellikle de eğer küçük çocuklarınız varsa. Bu mektubu yazarak, duyulma şansım var. Herkese sesleniyorum: GAPS işe yarıyor! GAPS hayatımı kurtardı, sağlığımı geri kazanmama yardım etti ve böylece artık hayatımın kontrolü bende ve sevdiklerime bakabiliyorum! Özellikle de sevdiklerimin otizm gibi ciddi problemleri varsa. Bugün oğlum 4,5 yaşında. Oldukça sosyal, çocukları seviyor, gülümsüyor ve mutlu bir çocuk. Üç-dört kelimelilk cümleler kuruyor. Ona aynı anda iki dil öğretiyoruz, bu çok fazla, ama oraya ulaşıyor. “ Anne, sırada ne var?” diye soruyor. Yakında ABA (UDA-Uygulamalı Davranış Analizi) Programına başlama vakti geldi ve biliyorum ki çok iyi olacak; gerçekten öğrenmeye hazır ve öğrenmeye ilgi duyuyor. Önce şüphelerim vardı ama çok memnunum ki bu yolda kaldım. Anna 2 yaşında konuşmaya başladı, kasları gelişti ve artık çok iyi yürüyebiliyor ve uzak durmuyor. 18 aylıkken sağır gibiydi ama şu anda çok iyi cevap veriyor; sadece konuşması biraz gecikmeli. Ama artık otizm kriterlerine uymuyor! Önümüzde çok iş var ama oraya varacağız! Geçen yıl, PA’daki Weston A. Price Foundation Konferansına katıldım. Dr. Natasha’nın sunumunu görme fırsatını kaçıramazdım! Eşime sordum: Ya konferansa giderim, ya da İngiltere’ye telefon açmaya devam ederim! Konferans daha uygun fiyatlı bir seçenekti! Kitabınızın imzalı değiştirilmiş yeni baskısını sizin elinizden aldım. Sizinle tanışmak çok memnun ediciydi, Dr. Natasha! Aileme olanlardan ötürü, şimdi beslenme üzerine bir eğitim almayı düşünüyorum. Herkes şunun farkına varmalı ki: İŞLENMİŞ GIDALAR YEMEK DOĞRU DEĞİLDİR ve MUTFAĞA GİDİP YEMEK YAPMA ZAMANIDIR! Biz sadece ne yediğimiz değil, en çok ne sindirebildiğimiziz! Beni mazur görün; yazmada çok iyi değilim. Ama içten bir şekilde umarım ki, mektubum diğer insanları, anne-babaları pes etmemeye ikna edebilir! Ben yapabildiysem, onlar da yapabilir! Benim gibi mücadele edenlere her desteği sağlamaktan mutlu olurum! Şu e-posta adresinden bana ulaşabilirler: konteska0nine@gmail.com. Sizin çalışmanıza ne kadar inandığımın ve güvendiğimin bir göstergesi bu Dr.Natasha! İçten bir şekilde umut ediyorum ki, mümkün olduğu kadar çok hayat kurtarabilirsiniz, çünkü bir başkasının yüzündeki bir gülümsemeden daha güzel bir şey yoktur!
Dr. Natasha Campbell McBride'ın yorumu:i“Ne kadar alçak gönüllü bir hikaye! Teşekkürler, Gabriela. Bu hikaye tekrar, umutsuz durumlar olmadığını gösteriyor. Herkes, ne kadar hasta olursa olsun, sağlığını geri kazanıp hayatını geri alabilir! Gabriela, hazır olduğunda seni GAPS practitioner (uygulayıcı) olarak eğitmekten çok memnun olurum. Senin gibi kişiler, en iyi practititonerler oluyorlar; çünkü sen programı yaşadın, kıymetli br deneyimin var ki bu dünyada hiçbir şeyle değiştirilemez! Ve senin büyük de bir kalbin var! Teşekkürler!”