Türkiye'de GAPS Tedavi protokolünü uygulayarak, tamamen iyileşenleri öğrenmek, duymak son derece mutluluk verici, umut verici. Fakat çoğu anne-baba, çok rahatsız edildikleri için haklı olarak kimlik bilgilerini vermekten sakınmakta. Onlara son derece saygı duyuyoruz ve ancak izin verdikleri ölçüde kendileri hakkında bilgi verebiliriz. Bizlere ulaştıracağınız hikayeler, otizmli çocukların iyileşme şanslarının olduğunun bilinmesi açısından son derece önemlidir. GAPS ailelerinin evi acı doludur ama otizmli çocuğu olan ailelerin evi çok daha ıstıraplıdır. O nedenle, kurtulan ve geri kazanılan hayat sadece otizmli çocuğun kendisi değil, onun ailesidir de aynı zamanda. Az sayıda da olsa, bize ulaşan otizmden iyileşme hikayelerini sizlerle paylaşıyoruz ve bu hikayelerin, otizmli çocuğu olan ailelere umut olacağına inanıyoruz. Yakında, bize ulaşan başka otizm hikayeleri de yer alacak.
Merhaba, ben özel çocukların gelişimini destekleyip normalleşme sürecinde elimden geleni yapan bir özel eğitim öğretmeni Tuğçe Kılıçaslan. 3 yıl özel rehabilitasyonda ve şuan da işin tanılama kısmında devlette çalışmaktayım. Çalıştığım süre zarfında, çocuklarımın eğitimlerinin yanı sıra onların sağlıkları ve özel problemleriyle de hep yakından ilgilenmeye çalıştım ve bir çok engel grubuyla çalıştım fakat otizm en çok ilgimi çeken engel grubu oldu.. Nedeni açıklanamayan ve hepsinde bir bakışta belli olan semptomlar araştırmaya yönelmeme sebep oldu.
Öğrendiğim kadarıyla kazein ve glüten diyeti ile başladığımız çocuklarla ufak gelişmeler oldu fakat tam bir sisteme oturtamadığımız için fark edilir düzeyde değildi, daha sonra tesadüfen Gaps ile tanıştım hemen kitabını aldım uzun uzun okudum o kadar kafama yattı ki bunu önce kendimde denedim, haşimato troiti olduğu için hormonlarım problemli ve her gün ilaç kullanmak zorundaydım, diyeti yoğun bir şekilde uyguladım ilk aşamada 1 ay kaldım ve hormon değerlerim düzeldi şuan ilaçsız takip yapılmakta fakat iltihap ve antikorlar için devam ediyorum, Daha sonra diyeti çalıştığım kurumda ki tüm velilerime tanıtıp kitabı almalarını sağladım. Diyete hemen başlayan yarıda kesen uygulaması zor gelen bir çok öğrencim oldu ama içlerinden çok güzel başlayıp devam eden öğrencilerim de vardı. Öğrencilerimden 6 ay içerisinde hiç konuşmayanlarda, konuşma göz kontağı, yönerge takip başladı ve algıları o kadar çok açıldı ki herkes tarafından fark ediliyordu, bu gelişmelere karşı velilerimin mutluluğu ve alınan sonuçlar beni o kadar çok hırslandırdı ki bunu daha çok kişiye yayabilmek adına yerel bir televizyonda da bir program da uzun uzun paylaştım yaşadıklarımı.
Gelişmeler o kadar inanılmazdı ki sihirli bir değnek gibiydi bu diyet ve aldığım son gelişmeler bunu teyitler nitelikteydi; öğrencilerimden Yunus Emre Dabanlı adlı örgencim diyeti 6 ay kadar uyguladıktan sonra güzel ve hızlı gelişmelerin yanında doğduğundan beri sadece büyümesi engellenen kistin küçülmeye başlaması ve doktorların bu gelişmeye şaşırmasıyla diyetin başka bir mucizesine daha tanık oldum. Ardından Minel Çetinkaya adlı öğrencimden de, raporlandırma sürecinde artık kızınıza otizlimli diyemeyiz rapor almasına gerek yok haberini alan ailenin, bu gelişmeyi bana ağlayarak anlatması ve karşılıklı yaşanan duygu seli emin olun tarifi imkansız bir duyguydu.
Bu diyeti etrafım kim varsa otizm, şizofreni, egzama, troit, hiperaktif herkese önerdim, yönlendirdim triotle ilgili ben annem ve bunun dışında birçok arkadaşım oldukça fazla yararlandı ilacın dozunu azaltan vitamin değerleri normale dönen ve tüm sıkıntıları azalan troit hastası arkadaşım oldu. Bu gelişmeler beni o kadar mutlu etti ki inanın bunu yaydıkça daha da büyüyorduk sanki ve herkesin bilmesi için elimden geleni yapıyordum.
Televizyon programı, veli bilgilendirmesi eş dost derken çok geniş bir ağa yayıldığımı fark ettim ve bunu yaparken tarifsiz bir mutluluk içindeydim. Bu işten para kazanıp kazanmadığımı soranlar çok oldu.. Hayır inanın tek bir kuruş kazanmadım. Fakat kazandığım bir şey vardı.. O da; velilerimle tanılama, ardından ilk görüşmem de otizmli bir çocuğa sahip olduklarını ve hayatları boyunca bununla mücadele etmeleri gerektiğini anlatırken, kırılan umutlarıyla o an döktükleri hüzün gözyaşlarının; şu an umut ve mutluluk gözyaşlarına dönmesine vesile olmaktı… ve anladım ki hayattan alabileceğim en büyük kazanç buydu Saygılarımla…
Tuğçe Kılıçaslan (Özel Eğitim Öğretmeni)
Oğlum Ömer'e otizm tanısı kondu 3,5 yaşındayken. Hayat çok zorlaşmıştı !!! Ama GAPS'la kolaylaştırmanın bizim elimizde olduğuna inandım..
Bizim GAPS la buluşmamız "Aktifim Toplumun İçindeyim" projesiyle başladı. Aynı zamanda projenin diyetisyeni olan Yeşim Temel Özcan'la proje başladığı gün tanıştık. Yeşim Hanım bize söylenenin yaptıklarımızın, bildiklerimizin tam tersini söyledi. Ne süt, ne tahıl, ne baklagil. Halbuki biz anneler otizmli çocukların bu besinlere düşkünlüğünü normal karşılıyor, yediğine seviniyorduk.Vitamin minerallerimizi takviye etti. Biz oğlumla o gün başladık GAPS diyetine. Tam dört gün sonra etkisini görmeye başladık çünkü bağırsaklar rahatlamıştı. Hep beraber eğitimler alıyorduk, Yeşim Hanım et suyu kemik suyu, kefir ve yoğurt yapımını anlatıyor probiyotik tozları ve balık yağının faydalarını anlatıyor buluyor getiriyor ve birbirimize kefir mayaları veriyorduk. Tam bir yardımlaşma ile diyeti sürdürdük. Halen 15 aydır aralıksız devam ediyorum. En büyük gelişme bağırsak düzeni dışında oğlumun takıntıları üzerinde oldu. Oğlum topu eline almazdı şimdi basket oynuyor, müzik dinlemezdi şimdi dans ediyor, kimseden komut almazdı yüzmede derecesi var tam üç tane madalyamız oldu. Asla seyahat etmez ikna olmaz giderse de sadece yatağı yorganı ile giderdi. Şimdi ise hadi gidelim demek yetiyor. Uygulamak aslında çoook kolay, deneyin faydasını göreceksiniz lütfen kaybedecek bir saniyeniz bile yok !!!!!
Annesi AYŞE ER
