GAPS Hastaları yeterince ve başarılı bir sindirim yapamadığı için, en kaliteli yiyecekleri tüketmiş olsalar da yeterince yararlanamadıkları için; bu hastalarda besin eksikliği ve ona bağlı olarak da gelişme geriliği de görülecektir. Aşağıdaki iyileşme hikayesi, GAPS'la gelişme geriliği ve çeşitli GAPS Semptomları olan oğlunu iyileştiren bir annenin hikayesi yer almaktadır.
Genel Sorunlar:Gelişme Geriliği, Ciddi uyku bozukluğu, Huzursuzluk ve Öğrenme Güçlüğü, Kanlı Kaka
Merhaba, Oğlumun GAPS diyeti iyileşmesini paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. İçinden çıkılamaz durumların, kısır döngülerin çaresizliğin üzerine bir ışık gibi emin adımlarla gelmişti, çaresizliğime çare olmuştu. GAPS diyeti, bana böyle hissettirmişti. Bir gün facebookta İngiletere’de yaşayan bir bayan ‘nuts’ alerjisi olan çocuklar için ‘coconut’ unundan birçok tarifin denenebileceğini ve çocukların menülerinin zenginleşecebileceğini yazmıştı. Ben de var olan bilgimle hemen duruma atlayarak, bayanı uyardım. Coconut da bir nut dır ve alerjiktir diye. Bayanla uzun uzun tartıştık ve sonunda bayan GAPS diyeti yazarı Natasha Campbell’in görüşlerinden bahsetti. O anda bizim çaresizlik içindeki dünyamız da değişti. 14 aylık bebeğim 6.aydaki bagırsak virüsu aşısından sonra kendini toparlayamamış ve ben de son 7 aydır sadece yufka ve patates yiyerek emziriyordum. Gelişim geriliği oluşmaya başlamış, kilosu ve boyu standartlarının çok altındaydı. Moralimiz bozulmasın diye persantil hesaplarına bakmayı bırakmıştık. Yaptığı kakalar hep kanlı ve ciddi uyku bozukluğu vardı. Huzursuzluk ve öğrenme güçlüğü de cabası…GAPS diyetine başlamadan önce tüm alerjik maddelerin ölçümünü yapan biorezonans metodunun kinesiyoloji testini yaptırdık. Bu testte alerjisi olunan maddeler, Bugday Süt ürünleri Yumurta Karbonhidrat Domates Kakao Kabuklu yemişler Şeker Maya Şeklindeydi. Ayrıca bağırsak florası da oldukça bozuktu. Virüsler, bakteriler ve en kötüsü de candida bulunmuştu. Ağır metal olarak ta civa mevcuttu. Yani bu listeye göre oğlumun yiyebileceği hiçbir yiyecek yoktu. Açlıktan sürekli ağlayan bir bebek ıspanak suyuyla susturulmaya çalışılıyordu ki, ıspanak da nitrat oranı yüksek olduğundan tek besin kaynağı olarak sıkıntı arz ediyordu.
İşte bu çaresizlikte karşımıza çıkan GAPS diyetiyle birlikte evde hemen organik sirke dahil ederek (antibiyotiksiz ve hormonsuz olduğu için) kuzu kemiği kaynatmaya başladık. Elde ettiğimiz kemik suyu oğlumun tek gıdasıydı. Kemik suyuyla birlikte zaman zaman da kuyruk yağı kaynatıp blenderdan geçirip kemik suyuna katarak içiriyordum. D vitamini olarak ta yurtdışından içinde kimyasallar olmayan bir marka getirtmiş takviyeye başlamıştık ve probiotik olarak ta sauerkraut (Lahana turşusu) suyu veriyordum. Oğlumun karnı doyuyordu artık. Ancak sauerkraut suyunu yarım çay kaşığı vermeme rağmen dokunuyordu. Yine de devam ettim. Sonunda alıştı ve ben de miktarını artırdım. 4-5 hafta sonra kendi makinemizde çektiğimiz kuzu etinden soğansız et topları yapmaya başladım, bu et toplarını suda kaynatarak oğluma yedirdik. Günden güne iyiye gidiyordu ve ben dokunmayan iki gıda bulmaktan ötürü çok mutluydum. Zaman zaman iyileşme krizlerimiz oluyordu.
Başlarda alerji mi diş mi yoksa iyileşme krizimi diye ayrım yapamıyorduk. Ancak zamanla bu farkları öğrendik. Bazı geceler gündüz yediklerini kusuyordu, özellikle de kuyruk yağı yediği zamanlar. Birkaç hafta içerisinde kakasından yeşil bezelye topları attı. Bunların safra kanallarından atılan kanal tıkanıklıkları olduğunu düşündüm. Vucuda giren kuyruk yağı muhtemelen bu safra döngüsünü düzenlemiş ve birikintileri atmıştı.
Henüz alerjilerimiz yoğun devam ettiği için ‘juicing’ yapamıyorduk. Ancak birkaç ay sonra kemik suyuna soğan ekleyebildik. Sonra kuvvetli bir probiotiğe geçtik. Bu probiotikle birlikte elma ve armutu da sindirmeye başladı ve birçok sebzeyi de. Aylar geçtikçe iyiye gidiyordu. Daha sonra bir arkadaşım japonyadan getirilen bir probiotik içeçeği bizimle paylaştı. Fukişima patlaması sonrası labaratuarda yapılmış ve radyasyona dayanıklı bir bakteri. Bu içeceği de içmeye başlayınca tolerasyon ciddi derecede artmıştı.
Her geçen ay yeni besinleri listesine ekledik. Bir anne için en mutlu anlar. Belki normal anneler oğlu üzüm yiyebiliyor diye sevinçten ağlamaz ama bizde durum farklıydı. Her günümüz daha mutlu geçiyordu. Şimdiki durumu ise bir mucize. Yiyebildiği gıdalar, (tüm liste organiktir) Kemik suyu Soğanlı köfte Organik salçalar Lahana Brokoli Mercimek (Acidhopilus bakterisiyle fermente edilmiş) Fasulye (Acidhopilus bakterisiyle fermente edilmiş) Havuç Domates Ananas Hindistan cevizi unu ve yan ürünleri Ev yapımı şekersiz reçeller Zeytin Dut Kayısı Üzüm Ayva, armut,elma Pırasa Karnabahar Brokoli Sauerkraut Mandalina Portakal Enginar Tavuk Muz Son denediğimde balık ta dokunmadı, bu demek oluyor ki omega 3 takviyesi de verebileceğim. Oğlum hamsi yiyebildi Aldığı takviyeler: d vitamini damlaları, 16 zincirli probiotic, sauerkraut, ve canlı probiotik olan şwasaka ve maya içeren başka bir probiotik.
Bağışıklık sistemi daha da oturduğunda keçi peyniri, yumurta ve fermente edilmiş kinoa, amarant ve karabugdayı da diyete eklemeyi düşünüyorum. Bu arada oğlum 2.5 yaşında ve salgınlar virüsler de dahil hiç hasta olmadı hiç ilaç kullanmadı. Ben domuz gribi olduğumda onu sık sık öpmeme rağmen bulaşmadı. Bu da diyetin faydalarını gözler önüne seriyor. Ayrıca bilişsel kapasite bakımından da oldukça gelişmiş bir çocuk. Ancak kilo olarak yağ birikintileri yok, zinde ve spotif bir vucudu var.
Sözlerimi sonlandırırken, Allaha şükrediyorum ve Natasha Campbell’a da teşekkür ediyorum. Tabiî ki onun yayınını bizlerle paylaşan Gonca Zeybek’ten de Allah binlerce kez razı olsun.
Mine Tarlasüren
(2016)
Tüm insanlığa şifa diliyorum…